KADINLARDA KISIRLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Hormonal problemler (yumurtlama problemleri)
Normalde kadının yumurtalıklarında her ay bir yumurta hücresi gelişir, olgunlaşır ve ortalama adetinin 12 - 14. günleri arasında ovulasyon (yumurtlama veya çatlama) meydana gelir. Ancak bazen bu gerçekleşmez ve bu duruma anovulasyon adı verilir. Bu durum genellikle adet düzensizliklerine yol açar. Bu kadınlarda adet araları uzar ve bazen de 6 aydan daha uzun süreyle adet göremedikleri olur. Adet gördüklerinde miktarı çok ve süresi uzun kanamalar gözlenir.
Yumurtlama problemleri; hipotalamohipofizer aksdan salınan ve overlerden salınan hormonlarda olan bozukluklar olarak açıklanabilir. İlki beyinden yumurtalıkları uyarması gereken hormonların veya yolağın bozulması ile karakterize hipogonadotropik hipogonadizm olgularıdır. Tanısı çekilecek kafa grafisi ve süt hormonu (prolaktin) seviyeleri ile konulur.
Diğeri hipergonadotropik hipogonadizm olarak adlandırılan durumdur. Erken menapoz da denilebilir. Overlerde (yumurtalıklarda) oositlerin (yumurtaların) erken tükenmesi olarak açıklanabilir.
Kadınlarda en sık rastlanan hormon bozukluğu polikistik over sendromu (PKOS) dur.Esasında PCOS, sadece kadın hastalıkları kapsamında değil, vücuttaki tüm organ sistemleri kapsamında en sık görülen hormon bozukluğudur. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik yatkınlık gösteren bir yumurtalık hastalığı olarak düşünülmektedir. Sendrom tipik olarak genç kızlarda ve genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar.Polikistik over sendromunun tipik özellikleri ilk adet tarihinden itibaren (genellikle 13 ile 15 yaş) seyrek adet (yılda 9 veya daha az) ve androjen fazlalığı bulgularıdır (kanda testosteron yüksekliği ve/veya tüylenmede artma, yağlı cilt, sivilce, saç dökülmesi). %50 olguda kilo fazlalığı veya şişmanlık görülür.
Rahim (uterus) ile ilgili problemler
Rahimin iyi huylu tümörleri olan myomlar rahimin kas tabakasından kaynaklanırlar ve rahim boşluğu içinde, rahim duvarında veya rahim zarı üzerinde dışa doğru yerleşebilirler. Boyutlarına ve yerleşim yerlerine göre yaklaşımlar değişmektedir. Rahim boşluğu içinde yerleşmiş myomlar 1 cm ve üzerinde bile olsa -tercihen rahim içine ışıklı bir alet vasıtasıyla girilerek (histeroskopik yöntem ile)- çıkarılmalıdır. Rahim duvarı içine yerleşmiş myomlar 5cm üzerinde veya rahim boşluğuna bası yapıyorlarsa laparoskopik veya açık teknikle alınmalıdır.
Bir diğer rahim ile ilgili sorun oluştarabilecek patoloji rahim içi zarından kaynaklanmış polip adı verilen yapılardır. Embriyonun tutunmasını ve rahim iç zarının senkronizasyonu bozarlar ve 1 cm ‘in üzerinde ise histeroskopik yöntemle çıkarılmalıdır.
Rahim iç zarı (endometriyum) kürtaj, rahim içi operasyonlar veya enfeksiyonlar sonucu birbirine yapışıp bebeğin tutunamaması, adet azlığı, adet görememe, ve gebe kalamama problemlerine yol açmaktadır. Müdahale gereklidir ancak başarı şansı yüksek değildir.
Son olarak rahim ile ilgili sorun oluşturabilecek problemler doğumsal anomaliler (çift rahim, septum v.s)dir. Yaklaşık olarak %2 oranında görülür ve anne karnındayken gebeliğin 14. haftasında rahmin tek kanala dönememesine bağlı olarak muhtelif rahim bozuklukları oluşmaktadır. Çift rahim olarak da bilinen bu problemler cerrahi olarak düzeltilmelidir.
Tüpler ilgili problemler
Tüpler genellikle cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara bağlı olarak tıkanır. Bu mikroplardan en önemlileri gonore (bel soğukluğu) ve klamidya olup Türkiye de diğer bir önemli etken ise tüberkülozdur (verem hastalığı). Enfeksiyonların dışında geçirilmiş cerrahi müdahaleleri takiben de tüpler tıkanabilir. Tüplerin tıkalı olduğu genellikle rahim filmi (HSG) ile anlaşılır.
Tüplerin tıkalı olduğu anlaşıldıktan sonra tıkanıklığın yerine göre yaklaşımlar değişiktir. Eğer tıkanıklık rahime bitişik bölgede ise doğrudan tüp bebek yapılması uygun olacaktır. Mikro cerrahi ile tüpler açılabilir ancak zahmetli ve sonuçlar yüz güldürücü değildir. Tüpler eğer yumurtalığa yakın olan uçlarından tıkalı ise (hidrosalpinks) laparoskopi yapılabilir. Laparoskopide tüpler açılmalı açılamıyorsa da tıkalı olan tüp alınmalıdır.
Endometriozis:
Rahim içini döşeyen endometrial hücrelerin rahim dışında yerleşerek üremesidir. Genellikle 35 yaşın üzerindeki kadınlarda görülür. Nedeni tam olarak belli olmasa da en çok retrograde (geri kaçış) dolum üzerinde durulmaktadır. Endometriozis hastalığı en çok karın zarını ve yumurtalıkları sonra kalın bağırsağı tutar. Hastalık genelde ilerleyici bir karakter gösterir ve yaygınlığı ancak laparoskopi ile anlaşılır. Bulguları ağrı, kitle ve kısırlıktır.
Yumurtalık içindeki endometriosis kistlerine endometrioma (çikolata kisti) adı verilir. Endometriomalar kısırlık ile beraber olduğunda laparoskopik olarak alınmaları gerekir. Operasyondan sonra bu hastaların yarısının gebe kalması beklenir. Gebe kalamayanlarda ise kadının yaşına bakılarak bir 6 aylık bekleme daha önerilebilir. Bazı durumlarda ise ileri derecede anatomi bozulmuş olabilir ve buna bağlı kendiliğinden gebelik şansı verilemez. Endometriozisin ileri derecede yaygın olduğu ve tüp ve yumurtalık ilişkisini bozduğu durumlarda zaman geçirmeden tüp bebek yapmak en uygunudur.